Acı Bir Anı
Hüzünlerin en karabasan anında, herşeyi bir kenara atıp tebessüm eder,
Acıların acıtma gücü en fazla olduğu saatlerde bile
özünden gelen bir enerjiyle selamlardın hayat gerçeğinden fırlayan şarapnel parçacıklarını.
Hergün daha fazla yaklaşan ve yaklaştıkça canımızı acıtan...Gerçek olamazdı yaşadıklarımız.
Bir hastalık mı alacaktı seni birgün benden,
Bir hastalık mı yok edecekti bu güzelliği...
Bir hastalık mı yumduracaktı baktığında yüreklerin erime noktasını düşüren o gözleri...
Saçlarının kokusu utandırırdı kendinden en nadide çiçekleri..
Hala hatırlarım uykundan korkarak uyandığında göğsüme sıkı sıkı sarılışını.
Nerde çaresiz birini görsen; düzelir elbet, umut hepimizin doğasında olmalı deyişini..
Bir hastalık mı alacaktı seni benden,
Bir hastalık mı yok edecekti bu güzelliği, bu eşsizliği...
Gittikçe yaklaşıyordu bizi acizliğimize mahkum edecek o an.
Kısa bir süremiz kalmıştı artık.
Baktığında yürekleri eriten o gözler artık eriyordu, ben de eriyordum.
Artık söylenilenleri anlamıyordun,
Ama yinede kendinle özdeşleşen tebessümünü eksik etmiyordun yüzünden.
Bir hastalık mı alacaktı seni benden,
Bir hastalık mı yok edecekti bu güzelliği, bu benzersizliği...
Baş ucunda seni izliyordum sessiz, elim kolum bağlı...
Bu halinle bile insanlara o kadar çok şey anlatıyor ve öğretiyordun ki...
Umut diyordun sanki, mutluyum diyordun...
Beraberken izlediğimiz bir filmi düşünürken dalmıştım.
Birden bir el değdi omzuma.
Dönüp baktığımda arkamda öylece ayaktaydın..
Hoşçakal diyordun, sen bu hayata aşık olma sebebimdin.
Ve yineledin; hoşçakal...
Gözlerimi açtığımda sen artık yoktun.
Beni bırakabileceğine inanmak istemedim önce..
Şaka olduğunu söylemeni ve ayağa kalkmanı bekledim çocukça, ama sen gitmiştin.
Artık tek başımaydım ve geleceği düşünemiyordum.
Çünkü gelecek bana sadece karanlığı vaadediyordu.
Şimdi sen yoksun, tek giden sen olmadın.
Benim de sadece bedenim kaldı bu dünyada.
Bir hastalık mı aldı seni benden,
Bir hastalık mı yok etti bu güzelliği, bizi, hayallerimizi....
SENİ ASLA UNUTMAYACAĞIM