AŞK ACI ŞARAPTIR,
KADEHİ DUDAKTIR,
İÇERSEN IZDIRAPTIR…
GÖZYAŞIN SİLİNMEZ,
KIYMETİN BİLİNMEZ,
SONUN BİR AYRLIKTIR
Neden bu nu değiştiremedik sevgili ?
Bu son bizimde mi kaderimiz(di) Şimdi acı bir tebessüm savuruyorum geçmişimize, sen aklıma geldikçe…
Hep ayrılıklara olmuş soluksuz koşuşturmalarımız, hep ayrı yollardan birbirimizi döndürdüğümüzü sanmışız meğer…
Her sarılışımızda, ne kadar da uzaklaşmışız birbirimizden… En acı şarabı yudumlamışız dudaklarımızda, tadı ağzımızda kalmış acımsı, yinede doymamışız, devam etmişiz kandırmacalara…
Yarın diye bir şey yokmuş aşk adında, acemiymişiz sevgili, ne kadar da köreltmişiz birbirimizi…
Bir düşmüş gördüğümüz, çok acı bunu şimdi itiraf etmek, yanılmışız, aşkı da yanıltmışız hiç utanmadan… Aynı gecelere uyuduğumuzu sanmışız, her sabah aynı dileklerle karşıladığımızı düşünmüşüz güneşi…
Biz birbirimizden gideli çok olmuş sevgili…
Gerçek sanmışız kokladığımız çiçekleri, yapaymış halbuki, tek gerçek olan aşkımızmış, onu da soldurmuşuz göz bebeklerimizde… Bir şarkı tutturmuş dilimiz, hep aynı nakaratı tekrarlamışız..
İŞTE BU BİZİM HİKAYEMİZ,
ÖYLE SAF ÖYLE TEMİZ,
KENETLENMİŞ AYRILAMAZ,
KALBİMİZDE ELLERİMİZ…
Ayrı dilde söylemişiz meğer, anlayamamışız, anlatamamışız, yanılmışız, aşk’ı yanıltmışız…
Her sarıldığımı sandığımda, bir boşluktan ibaretmiş varlığın, saçlarına her dokunduğumda tel tel kalmış avuçlarımda da, kör olan gözlerim görmemiş, titremişiz tenlerimiz değdiğinde birbirine, onu da aşk sanmışız, ayrılık ayazlarının estiğini anlamamışız…
<Yokluğun canımı yakıyor…>
dediğimiz anlarda, varlıklarımızmış canımızı yakan… Bu
aşkı yaşamayı becerememişiz biz sevgili, acemiymişiz meğer, kendi kalemize atmışız gollerimizi…
Bir yitirilmişliğin kanayan yaraları ardından, daha ne söylenebilir ki ?