Kiminle Evleneyim?

Evlilik, insan hayatındaki en önemli dönemlerden birisidir. Fıtrî bir ihtiyaç olmakla beraber sosyal bir zorunluluktur. Zira iyi bir toplum, iyi bir aile yapısının varlığıyla mümkündür. Sosyal yapıyı teşkil edecek insan denen varlığın, maddi ve manevi hayatı da bu müessesenin varlığına ve kalitesine bağlıdır. Her meselede olduğu gibi, evlilikte de dikkat edilmesi gereken bir kısım kurallar vardır.

EVLİLİKTEN MAKSAT NEDİR?

Peygamber Efendimiz (sav), “Evlenin, çoğalın, zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim.” Buyurmuştur. Evlenmekten maksadın da neslin çoğalması olduğunu belirtmiştir. Böyle bir durumda insan –hususan Müslüman- evliliğe niyet ettiği andan itibaren, “Nasıl bir eşle evlenmeliyim?”den önce, “Nasıl bir nesil, nasıl bir evlat istiyorum?” sorusunu sormalıdır.

Ne istediğini bilen bir insan için seçim yapmak kolaydır. Fakat ne istediğini bilmeyen için netice, “Eş olsun da nasıl olursa olsun!”a kadar gidebilir. Bu da istenecek bir durum olmasa gerektir.

Günün birinde bir arkadaş; “Yaşadığımız ortam malum. Etrafımızdaki herkes çağın çılgınlığına kendisini kaptırmış, gidiyor. Böyle bir ortamda nefsim bana evlilik konusunda çeşitli vesveseler veriyor. Bugün Müslümanlar içerisinde bile, çarşaflısından ultra modernine (!) kadar, birçok değişik yaklaşımlar var. Benim bunca alternatif içerisinde –nefsimin de baskılarını göz önünde bulundurursak- eş tercihim nasıl olmalı?” diye dert yanmıştı.

Ben de ona şöyle cevap vermiştim. “Erkek+kadın=çocuk”tur. Sen nasıl birisin, önce ona bakmalısın. Sonra çocuğunun nasıl olmasını istediğine bakmalısın. Bunlarda istediğin netliği yakalamışsan, senin için artık bir zorluk yoktur.

Çünkü evlilikten maksat, neslin kalitesi ve devamıdır. Evlatlarının nasıl bir ahlakla yetişmesini, nasıl bir dünya görüşüne sahip olmasını, hangi kalitede bulunmasını istiyorsan; elbette eşte de buna müsait halleri aramalısın.

ANNE VE DONANIMININ ÇOCUK ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ

Burada anne ve çocuk arasındaki sıkı etkileşimden ve annenin çocuğun maddi ve manevi gelişimi üzerindeki etkisinden söz etmeliyiz. Ta ki eş seçiminde bize faydası olsun.

Anne sütünün nasıl bir mucizevî yapıya sahip olduğunu hepimiz biliriz. İki yıl boyunca devam etmesi gereken bu mucizevî gıda, çocuğun maddi gelişimi ve sağlığının korunması için, başka hiçbir şeyin yerini dolduramayacağı mükemmel bir ihsan-ı İlahidir.

Çocuğun anne ile ilişkisi ve annenin çocuğa katkısı, elbette ki sadece maddi değildir. Çocuk, anne karnında kendisine ruh üflendikten itibaren anne ile iletişim ve etkileşim içerisindedir. Çocuk anne karnındayken, anne ne ile meşgul oluyorsa, duygu dünyası ne ile şekilleniyorsa, çocuğun da dünyası aynı olaylarla şekillenmektedir.

Seçilecek eş, çocuğunuzun şekillenmesinde çok büyük rol oynamaktadır. Çocuğun annesinden aldığı izlenimler ve etkiler, hayatı boyunca onunla beraber olacaktır.

Bediüzzaman Hazretleri de bu konuyu şu cümlelerle teyit etmektedir: “Bu seksen sene ömrümde seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve manevi derslerdir ki, o dersler fıtratımda adeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş.

Sair derslerim o dersler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer bir çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum” 

Unutmayalım ki, “… mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükafat ise, Allah’ın yanındadır.”  Hem “Her doğan çocuk, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anne ve babası, ya Yahudi, ya Hıristiyan veya Mecusi yapar.”

EŞTE ARANACAK ÖZELLİKLER

Resülullah (sav) buyurdu ki: “Kadın dört şeyden dolayı nikâhlanır: Malı için, güzelliği için, dini için ve soyu için. Sen bunlardan dini tam olanını seç, (eğer dediğimi yapmazsan) iki elin fakirleşir.”  Rabbimiz, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”  buyurur. Biz insanların da hareket, davranış ve seçimlerimiz bu İlahi emir ekseninde olmalıdır. Hayatımızın en önemli seçimlerinden birisi olan eş seçimini de –takdir edersiniz ki- bu doğrultu da yapmak mecburiyetindeyiz.

Eşin, İslami hayatı yaşıyor ve tesettüre riayet ediyor olması, aile hayatının en temel kurallarındandır. Fıtrata da uygun olandır. Hem neslin çoğalması ve kaliteli yetişebilmesi de İslami bir aile zemininin varlığıyla mümkündür. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri şöyle der:

“Bir ailenin saadet-i hayatiyesi; koca ve karı mâbeyninde (arasında) bir emniyet-i mütekabile (karşılıklı güven) ve samîmi bir hürmet ve muhabbetle devam eder. Tesettürsüzlük ve açık saçıklık, o emniyeti bozar, o mütekabil (karşılıklı) hürmet ve muhabbeti de kırar…

Ma’lûmdur ki; kesret-i nesil herkesce matlubdur. Hiçbir millet ve hükümet yoktur ki, kesret-i tenâsüle taraftar olmasın. Hatta Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: “İzdivaç ediniz; çoğalınız. Ben kıyamette, sizin kesretinizle iftihar edeceğim.” Halbuki tesettürün ref’i, izdivacı teksir etmeyip, çok azaltıyor.”

“Bir kimsenin bir kız evladı olsa da, onu İslam adabı ile terbiye etse ve Allah’ın kendisine verdiği nimetlerle büyütse, Allahü Teala, o kişiyi Cehennem ateşinden korur.” Hadis-i şerifi, ahlaklı ve kaliteli bir toplumun oluşmasında en güzel katkıyı sağlayacak annelere dikkat çekiyor kanaatindeyiz. Hem eş seçiminde hem de kız yetiştirmede bu kriterler hep yanı başımızda olmalıdır.

Evlilikten maksat neslin kalitesi ve devamıdır. İyi bir toplum, iyi bir aile yapısının varlığıyla mümkündür.

Eşin, İslam’ı hayatı yaşıyor ve tesettüre riayet ediyor olması aile hayatının en temel kurallarındandır.

Metin Said Serdengeçti