“Kalemi Şakağından, Karanlığı Şafağından Vuruyor Aşk...” Kadim Dolunay
Aşık maşukuna sorar: İnci nedir bilir misin?
Gözleri parladı hemen: İstiridyenin içindeki en temiz en beyaz mücevherdir.
Hayır dedi gözleriyle yıldızları ararken ve izahatına başladı.
İnci; gündüz güneşle avunurken gecenin karanlığında yıldızlara bakarken gözünde süzülen, yürekten geliyorsa en temiz, en saf, en hüzünlü damladır. Tüm okyanuslardaki incilerden bile daha kıymetlidir. Çünkü içinde yürekten gelen bir temizlik vardır. O yürek ki dünyanın en değerli mücevherini sadece aşığının boynunda güzel görür. O yürek ki bir gülüşünde tüm dünyayı görür, tüm hazinelerden daha çok parlatır yüzünü. İncinin yolculuğu kadim denizlerde hareketsiz sabırla bekleyen, hayata denizin en diplerinde tutunan incinin ana rahminde başlar. Ve özünün içeriğini, midyenin hazmının kalıntıları denizin dibinin en bilinmez kuruntularını yıllarca biriktirir sabırla belki aşkla ama ilahi bir güçle inciyle sonlandırır. Zaman onun için yaşlanmak değil daha çok güzellik daha çok dayanıklılık ve daha çok öz dür. Tıpkı gerçek aşkta olduğu gibi.
Sevgili aşk bir tek senin gözlerinde değil, tomurcuğun çatlamasında, rüzgarla sarhoş olan ağaçlarda, güneşin kumları arsızca ısıtmasında, çaresizlikle avucunu göklere açan kişinin bin bir ümitle yüzüne sürmesindedir. Sen nerde görmek istersen oradadır. Aşığına yaradan aşkıyla bakarsan odur. Şevkle bakarsan muhabbetindir. Sen nasıl düşünürsen nasıl istersen öyle tezahür eder düşlerinde. Gündüz aklındakiler gece hayalindekiler.... Aşk bazen güvenmektir, en çok ümit etmektir. Bazen razı olmaktır, teslim olmak... İçin yanarken onu güldüğünü görmek istemektir. İçinden parça parça koparken bitişine üzülmektir. Farklı tınılardan bir melodi çıkarmaya çalışmaktır aşk. Acıta acıta her sözü söyleyip her günahı işleyip affedilmeyi ummaktır aşk. Acının en tarifsiz halidir. Benciller âşık olamaz onların aşk sandıkları sahip olamamanın verdiği hırstır. Kimimiz mala mülke aşığızdır kimimiz kendimize... Ne kadar aşkla yanarsan o kadar arınırsın kibrinden. Ve ne kadar susarsan içindeki deniz o kadar büyüktür. Kimileri aşkından şair olur, kimileri içini eliyle anlatır sanatkar olur, kimisi de başa çıkamaz bedbaht aklından olur...
Aşk ister ilahi olsun ister dünyevi aşk sabırla ümidin ortasıdır... Aşkı anlatmak bizim haddimize değildir. Herkesin kendi aşk biçimi vardır. Özünün güzelliğince aşıksındır.. içinde olduğu kadar eldeki kadar Yaradan ın ruhuna üflediği nur kadar aşksındır. Alimler insanın aklının aldığı kadarını anlatmak için hep hayvanlardaki merhameti, iyiliği ve uyumu örnek gösterirler. En anlaşılır şekilde anlatmak için. Oysa insana insan dan güzel örnek var mıdır ki. Ruhu nurundan yaratılan varlık Aşk en çok sana yakışır...
alıntı