Barbaros Çıdal, Türkiye 2010 öncesi takımımızı ve gruptaki rakiplerimizi masaya yatırdı...
Dünyadaki en önemli spor organizasyonlarını önem sırasına göre sayarsak öncelikle olimpiyatlar ve futboldaki dünya kupası gelir. Bunların ardından en önemli turnuva olarak ise dünya basketbol şampiyonası gelir ve ülkemizin yıllardır olimpiyat ve Avrupa Futbol şampiyonası hayali görüp bir türlü alamadığını düşünürsek bu organizasyonun Türkiye’de yapılması bile büyük başarıdır. Bu önemli turnuva öncesinde takımları mercek altına almadan biraz grupları ve oynanacak kentleri hatırlatmakta fayda var.
1986'dan beri üçüncü defa 24 ülkenin katılacağı turnuvanın grup karşılaşmaları İstanbul, Ankara, İzmir ve Kayseri'de, final aşaması ise basketbol için kapasitesi artırılacak olan İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanacak.
A Milli basketbol takımımız hazırlık döneminde en çok sakatlıklarla uğraşmak zorunda kaldı. Aslında coach Bogdan Tanjevic’in yaşadığı rahatsızlık nedeniyle uzun süre takımdan ayrı kalmasıyla başlayan talihsizlikler devam etti. Kerem Gönlüm’ün 1 yıl ceza alması ve maç tecrübesinin olmaması, Ömer Aşık’ın Fenerbahçe ile düştüğü ters durumdan dolayı maç yapmaması ve sonrasında Hidayet ile başlayan Engin Atsür’ün kadrodan çıkartılmasıyla devam eden şanssızlıklar bizi çok etkiledi.
Tanjevic’in ısrarla 4 uzunla oynamak istemesi ise ve şampiyonaya kısa süre kala hala denemelerine devam etmesi hazırlık maçlarındaki kötü görüntünün temel nedeni. Kerem Gönlüm’den ve Ersan İlyasova’dan 3 numara yaratma çabası ve inadı umarım şampiyonada başımızı ağrıtmaz. Bence oyun kurucu rotasyonumuz da iyi durumda değil. Hala hücumda istikrarsız olan ve güven vermeyen Kerem Tunçeri ve ne zaman nasıl oynayacağı belli olmayan Ender Arslan ile bu turnuva nasıl geçecek bilemiyorum. Asıl sıkıntı ise gerçek bir 2 numaramızın olmaması. Tanjevic’in İbrahim ve Harun örneklerindeki gibi 2 numaraları sevmemesi yüzünden dış şut performansımız için topluca dua etmemiz gerek. Ama savaşçı ruhu ve savunmasıyla takımı ateşlemesiyle Ömer Onan bu bölgede değişmez adam olacaktır. Hidayet ise bizim kilit oyuncumuz. O iyi oynarsa ve takım onun istediği gibi hücumda topu sürekli onunla buluşturursa kolay maç vermeyiz.
Uzun rotasyonu en rahat olduğumuz yer aslında. Ömer Aşık bence ilk 5’in pivotu. Semih ve Oğuz onu destekler. Kerem Gönlüm ve Ersan ise 4 numarada yeterli. Bu takımın mutlaka iyi savunma yapacağını biliyoruz ama asıl sıkıntı kimin atacağı. Grupta zorlanacağımızı düşünmüyorum ama 2. tur ve sonrasında Sırbistan, Litvanya, Arjantin, ABD ve İspanya bize göre daha iyi durumda olan takımlar.
Milli takımımız Ankara’da Yunanistan, Rusya, Fildişi Sahili, Porto Riko ve Çin ile aynı grupta mücadele edecek. Gruba bakınca bize en fazla zorluk çıkartacak takımların Avrupa ekipleri olduğunu söyleyebiliriz.
RUSYA:
Rusya’yı 3 kez yakın zamanda izleme şansı buldum. Kadrosunda Krilenko yok ama takım oyunu oynayarak ve sert savunma yaparak maçlarını kazanmaya çalışıyorlar. Liderliği Monya üstlenmiş gibi gözüküyor ve çok top kullanıyor. Büyük bir star olmamasına rağmen çok fazla adamla oynadıkları için diri kalabiliyorlar. Bence zaafları pota alındaki uzunlarının erken faul problemine girmesi ve yeterli sayıda olmaması. Kaun ve Mozgov’un dışında 5 numarada alternatifleri yok. Kaun hücumda yetenekleri sınırlı bir oyuncu, gelecek sezon New York Knicks’te oynayacak Mozgov ise hücumda iyi ama savunması sıkıntılı.
3 ve 4 numarada alternatifleri fazla ama 2 numarada aynı bizim gibi sıkıntılılar. Khryapa ve Fridzon ile bu bölgeyi ancak idare edebiliyorlar. Monya durursa dış şutları işlemiyor.
David Blatt bir dönem Efes Pilsen’i de çalıştırdı ve Türk basketbolunu iyi biliyor. Bu takımı sert oynamadan ve savunma yapmadan yenemeyiz.
YUNANİSTAN:
Bence grup liderliği için çekişeceğimiz takım. Yunan basketbolunda son yıllarda fazla geriden gelen oyuncu olmasa da 2005 yılında Avrupa şampiyonu olan takımın üyeleri hala kilit isimler. Sert oynayan hatta sertliği son Sırbistan hazırlık maçında olduğu gibi kavgaya dönüştürmekten çekinmeyen Yunanlılar özellikle oyun kurucu pozisyonunda çok geniş ve kaliteli bir rotasyona sahipler. Spanoulis bu aşamada 1 numaralı seçenek olacaktır ama Diamantidis 2 numarada oynamadığı zamanlarda 1 numaraya kayabilecek bir oyuncu. Zisis ve bu sezon yükselen bir grafiği olan ABD doğumlu genç guard Kalathes’i de unutmamak gerek. Bu oyun kurucu rotasyonu bizim en fazla başımızı ağrıtabilecek bölge olacaktır.
2 ve 3 numarada da alternatifleri fazla. İki Batı Trakya’lı Perperoglou (Berberoğlu) ve Kostas Kaimakoglou (Kaymakoğlu) 3 numarada çok iyi durumdalar. Özellikle Perperoglou savunmada takımın lideri ve hücumda da ceza şutlarında yüksek yüzdeyle atabiliyor. Diamantidis’in basketbol zekası da önemli artılarından biri olacak. 4 numaralı pozisyonda yıllardır Panathinaikos’un yükünü çeken Fotsis ve Malaga’da iyi sezon geçiren Printezis var. Bu iki power-forward’in ortak özellikleri ribaunda etkili olmaları ve dış şutlarının olması. Bu bölge için yaşı ilerlese de Kostas Tsartsaris her zaman aldığı dakikaların hakkını veren bir isim.
5 numarada Bourisis ilk alternatif. Savaşçı karakteriyle takımı ateşleyen ve bloklarıyla caydırıcı olan Olympiakos’un pivotu aynı zamanda tutturduğu zaman yağmur gibi üçlük de atabiliyor. Bu bölgede alternatif olarak Baby Shaq Sofoklis Schortsanitis var.
Yunanistan maç boyunca oyundan düşmeyen ve hiçbir zaman maçı bırakmayan savaşçı bir takım. Dezavantajları ise hızlı oynayan takımlara karşı savunmada yaşadıkları sıkıntılar.
PORTO RİKO:
Bu tip takımların bize her zaman ters geldiğini söylememiz gerek. Porto Riko tam bir turnuva takımı olmasıyla tanınır. Sistemsizliğin sistem olduğu bir ekiple oynamak bazen umulmadık skorların gelmesine neden olabiliyor. Carlos Arroyo takımın lideri ve en fazla top kullanan ismi. Bu oyuncu gibi diğer kısa oyuncular da hücuma çabuk çıkarak şutu acele kullanmayı daha doğrusu savunma yerleşmeden hücum etmeyi seviyorlar. Jose Barea da dikkat etmemiz gereken bir oyuncu. Uzun rotasyonunda Santiago ve Peter Ramos seken toplarda ribauntları kovalıyorlar.
Porto Riko ile oynarken onların temposunu mutlaka düşürmeye çalışmalı ve dış adamları iyi savunmalıyız. Sistemli takımlara karşı bazen bocalıyor ve oyundan erken kopuyorlar.
ÇİN:
Çin basketbolu NBA’e gönderdikleri oyuncularla tanınıyor. Yao Ming’in oynamayacak olması tabii ki önemli bir dezavantaj ama oynadığı zamanlarda bile hayal kırıklığı yaşamışlardı. Onun yerine yine NBA tecrübesi olan Zhi-zhi oynayacak. Bob Donewald’ın alıştırdığı Çin hızlı oynamayı seven ama fazla top kaybı yapan bir takım. Sert savunma karşısında maçtan kopmaları da önemli bir eksiklikleri.
Bizim Efes Cup’da güle oynaya yendiğimiz Kanada’ya hazırlık maçında 89-62 kaybetmeleri önemli bir veri… Sürpriz yapacak güçleri ve kadro kaliteleri olduğunu düşünmüyorum.
FİLDİŞİ SAHİLİ:
Drogba oynasaydı belki şansları olurdu. Şaka bir yana Afrika basketbolunun son yıllardaki yükselen değeri olan Fildişi 2009’da Angola’nın ardından 2. olduğu Afrika Şampiyonası’ndan sonra bu turnuvaya katılmaya tarihinde ilk kez hak kazandı. Takımın gücü belli ama ABD’de NCAA’de oynayan Charles Abou ve İsmael N’Diaye takımın önde gelen oyuncuları. Mohamed Kone ise Antalya B.Belediye takımın oyuncusu.
Atletik oyunculardan oluşan Fildişi yeterli maç tecrübesine sahip değil ve turnuvada en fazla onları bu zorlayacaktır.
Turnuvada benim favorim İspanya. ABD ve Sırbistan ise ilk 3 için diğer adaylarım. Umarım bir sürpriz yaparak kendimizi ilk 4 içine atabiliriz.
alıntı