Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: 10 soruda epilepsi nedir?
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1055
Google Özel Arama

Gönderen Konu: 10 soruda epilepsi nedir?  (Okunma sayısı 1055 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    hayat güzel

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 2263
  • Nerden: İZMİR
  • Rep: +70/-4
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
10 soruda epilepsi nedir?
« : 18 Ekim 2008, 23:04:35 »


 

10 soruda epilepsi nedir?     
Halk arasında 'sara' olarak bilinen epilepsi hastalığı, tekrar eden nöbetler ile kendini gösteren ve genellikle geçici bilinç kayıplarına sebep olan bir durumdur. Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkan Yardımcısı ve İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji AD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seher Naz Yeni, 10 soruda epilepsiyi anlattı.

1) Epilepsi/sara nedir?

Beynin fonksiyonel ünitesi nöronlardır (sinir hücresi). Hücredeki iletim, sinir lifi boyunca elektriksel olarak gerçekleştirilir. Bu uyarım sodyum, potasyum, klor gibi elektrik yüklü olan iyonlar aracılığıyla ayarlanır. Nöronların gerektiği kadar uyarılmaları, gerektiğinde baskılanmaları ince birtakım ayarları gerektirir. Tüm bu ayarlama (uyarılma-baskılanma; eksitasyon-inhibisyon) yine elektriksel ve kimyasal yollarla yapılabilmektedir. Bu dengenin bozulması kabaca epilepsinin altında yatan temel faktördür.

2) Sebepleri neler?

Doğumda meydana gelen zararlar, merkezî sinir sistemi enfeksiyonları (menenjit, vb.) önemli sebeplerdir. Daha ileri yaşlarda ise beyin tümörleri, beyin damar hastalıkları, kafa travmaları önemli sebepler arasında yer alır. İrsi epilepsiler ise genellikle genç yaşlarda başlar ve epilepsilerin sadece bir kısmından sorumludur.

3) Genetik bir hastalık mıdır?

Epilepsi, hastaların küçük bir kısmında genetik özellik gösterir.

4) Nöbetlerin görünümü nasıl?

En bilineni ve en ürkütücü olanı büyük nöbet olarak tanımlayabileceğimiz nöbettir. Hasta aniden yere düşer, tüm vücut kasılır ve çırpınmalar olur. Şuursuzdur. Bu esnada dilini ısırabilir. Çoğu epilepsi nöbeti 1-2 dakikadan fazla sürmez. Ancak bu tür bir nöbetin ardından hasta uzunca bir süre kendine gelemez ve uyur. Baş ağrısı, kas ağrısı yaşayabilir. Sadece 10-20 sn. süreli dalma tarzında nöbetler olabileceği gibi, kol ya da bacaklarda anlık atmalar tarzında nöbetler de olabilir. Bazı dalma nöbetleri ebeveyn tarafından fark edilemeyebilir ve okul başarısında düşme nedeniyle öğretmen tarafından fark edilir.

5) Teşhis nasıl konulur?

Epilepsi tanısı, hasta ve nöbetleri gözleyen hasta yakınlarından alınan iyi bir nöbet tarifi ile konulur. İdeali hekimin nöbeti görmesidir. Ancak, rastgele tekrarlayan nöbetleri hekimin görmesi genellikle mümkün olamamaktadır. Bu noktada nöbeti gözleyen aile bireylerine önemli bir görev düşmektedir. Nöbetin başından sonuna iyi bir şekilde tasvir edilmesi gerekir. Epilepsinin tanısında kullanılan en temel araştırma yöntemi elektroensefalografi (EEG)'dir. Beynin değişik bölgelerinde zaman zaman ortaya çıkan patolojik özellikteki biyoelektrik aktivitelerin faaliyetini ve meydana gelen değişimleri bize gösterir. Beyin MR incelemesi ise epilepsi sebeplerini araştırmada yardımcı bir yöntemdir.

6) Tedavi edilebilir mi?

Epilepsinin sebebinin ve ortaya çıkış mekanizmalarının anlaşılması tedavi açısından önemli gelişmeler sağlayabilir. Bugün için epilepsi tedavi edilebilir bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın tedavi eksiklikleri tamamen halledilmiş durumda değil. Epilepsi tedavisi de ancak mevcut ilaçların düzenli ve uzun yıllar alınması ile kontrolde tutulması yolu ile yapılmaktadır. Hastalık kendi doğal seyrini yaşar ve bizim bugün için bu seyre belirgin bir katkımız olmamaktadır. Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlarla epilepsi nöbetleri yüzde 50-80 oranında kontrol altına alınabilir. Bir kere nöbetler kontrol altına alındığında, en az iki yıl ilaçlar düzenli olarak kullanılır. Bu sürenin ucu ise belirsizdir. Kimi zaman iki yıl sonra ilaçlar kesilebilse de bazen ömür boyu tedavi gerekebilir. Doğal olarak, süreğen ilaç tedavisinin de getirisi olarak yan etkiler karşımıza çıkabilir. Ciddi yan etkiler sık olmasa da, tedavi ile ilgili yan etkilerle de yakından ilgilenmek gerekir.

7) Kriz anında soğan koklatalım mı?

Bir yakınınız epilepsi nöbeti geçiriyorsa öncelikle sakin olun. Etrafından zarar verici eşyaları uzaklaştırın. Gözlükler çıkartılmalı, kesici, delici aletler elinden alınmalı, kravat gevşetilmeli, çevredeki eşyalara çarpmasını önleyecek bir pozisyona getirilmelidir. Ağzını açmaya çalışmak, dişlerini açmaya çalışmak işe yaramadığı gibi hastaya ilave zararlar vermenize neden olabilir. Nöbetin sonuna doğru hasta ağzında kan, tükürük birikebilir ve bu esnada hasta nefes almaya başlayacaktır. Bunların problem oluşturmasını önlemek amacıyla hastayı yan yatırmak uygun olur. Görüldüğü gibi hastaya fazla müdahale edilmez. Üstüne soğuk su dökülmez. Soğan koklatılmaz. Çoğu epilepsi nöbeti dakikalar içinde sonlanır. Hasta uyumaya başlar. Nöbetin beklenenden daha fazla sürmesi, bitip bitip tekrar başlaması ise acil bir durumdur ve hastanın hastaneye götürülmesini gerektirir.

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap Toplumun bakışı nasıl?

Toplumun hastalıkla ilgili olarak eğitilmesi epilepsili hastaların belki de en önemli ihtiyacı. İşsizlik, evlenememe, nöbetler nedeniyle utanma ve buna bağlı sosyal çekilme sıkça karşılaşılan problemler.

9) Saralı ile evlilik olur mu?

Epilepsi hastaları evlilik açısından birtakım sıkıntılar yaşasa da hastalık evlenmeye engel teşkil etmez.

10) Hangi işlerde çalışmalılar?

Epilepsili hastalar çalışabilirler. Tabii ki bazı tehlikeli işlerden sakınmaları gerekir. Epilepsili bir kişinin örneğin, polis olarak görev yapması uygun olmayacaktır. Vardiyalı görevler uykusuzluğa neden olabileceği için hastalarda problem olabilir.


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
1 Yanıt
1531 Gösterim
Son İleti 19 Ocak 2018, 18:16:01
Gönderen: ankebutbilisim
3 Yanıt
1798 Gösterim
Son İleti 22 Ekim 2007, 21:49:50
Gönderen: armağan
0 Yanıt
1289 Gösterim
Son İleti 17 Ağustos 2008, 12:55:06
Gönderen: sevdaligul
1 Yanıt
1279 Gösterim
Son İleti 08 Nisan 2009, 01:30:05
Gönderen: PERİ
0 Yanıt
807 Gösterim
Son İleti 26 Ekim 2009, 13:32:12
Gönderen: hayat güzel