(¯`». KaHReTSiN..! YoKSuN iŞTe .«´¯)
Kızgın kumda çiğ tanesi, deniz ortasında kor ateş, yüreğimde yorgun umutlar, ellerimde şaha kalkmış dilekler, susuz yazda çiçek tohumu, köksüz ağaçta meyve, kanatsız kelebek, sessiz çığlık….
Hadi konuşsana,
bir şeyler söylesene,
hadi bana bir damla yağmurla gelebilsene,
beni bir kar tanesi ile üşütsene………
Hadi, ne düşündüğümü anlarım dersin, anlasana,
Bilsene içimin acıdığını, ne kadar yandığını,
Görsene içimdeki gizli gözyaşlarını,
Hadi sesini duyurabilsene bana……
Sen şiir yazabilirmisin? Ya mektup, benim için? hangi elin yazar döker harfleri satırlara..? Hangi elinden kaleme düşer kalbin? damlatabilirmisin aşkı satırlara? Kokunu doldurabilirmisin zarfa? Ya bakışını, gönderebilirmisin gözlerimi görmeden? ……..
Hadi duysana sesimi,
hani duyardın sana seslenişimi,
çok mu uzaktasın,
çok mu kalabalıklardasın,
o dağlar çok mu yüksek? tırmanılmaz mı?
O denizler çok mi engin aşılmaz mı? …
Beklesem getirir mi seni ayakların bana? istesem verebilirmisin çıkarıp yüreğini?...
Kahretsin..
Yoksun işte……..!
Senin bilmediğin, senden çooook uzaklarda, senin için yaşanmış bir sevdanın tutsağıyım şimdi. Ve ne acı ki biz sevda dağının eteklerine bile varamadan toz olup kaybolup gittik..
Kahretsin
Yoksun işte…….!
Ama;
Bugün- yarın bu yazıyı da okuyacaksın eminim… ve beklide iç geçireceksin…. Yada gözyaşların akacak, sıcak yanaklarından ellerini ıslatacak… biliyorum, beklide elin uzanacak yazmak için ama gururuna mağlup olup susacaksın..!
Beklemek çare değil şimdi bana…. içime düşen ateşten koruyamazsın beni… şimdi yanarken ellerim, yağmurunu yağdıramazsın sen, sonra yağsan da ellerim yanık içinde kalacak, sonra getirince ayakların seni bana, ben acılar içinde olacağım… Hadi şimdi kapat biraz gözlerini dal hülyalara beni düşünme.. Sen bakma böyle söylediklerime, sen genede duyma canhıraş sessiz çığlıklarımı…..
Ben iyiyimmmmmmmm……..!